Aynı toprağın altında can veren 301 madencinin çığlığı, aynı gökyüzünün altında insanca yaşam isteyen 301 gence uzandı.
Ne yeraltında ne de yer üstünde yasal haklar hayata geçiyor. Yerin altında alınmayan önlemler can alırken, yerin üstünde hak ve özgürlükler hiçe sayılıyor.
Manisa’nın Soma ilçesinde, göz göre göre gelen bir faciada 301 madenci 2014 Mayıs’ında hayatını kaybetti. Resmi raporlar, ihmaller zincirine dikkat çekerken; gerçek, daha çıplak ve daha sertti: Bu insanlar, iş güvenliğinin sağlanmadığı, sendikal örgütlülüğün engellendiği, sosyal hakların tanınmadığı bir düzende çalışırken can verdiler.
O gün “bir daha olmasın” dedik. Her geçen gün yeni bir acıyla karşılaşıyoruz. Çünkü hesap sorulmadı. Çünkü bu ülkede “kaza” denilerek örtbas edilen her felaketin altında kar hırsı yatıyor. Sermaye umursamazlıkla, güvensiz koşullarda üretmeye devam ediyor.
Aradan 11 yıl geçti. Nisan 2025’te bu kez yine 301 kişi… Bu kez öğrenciler. Ellerinde kömür değil, anayasa vardı. Talepleri açık, duruşları netti: Eşit yurttaşlık hakkı, hukukun üstünlüğü, anayasal hakları olan parasız bilimsel özerk eğitim istiyorlar.
Anayasa’nın 34. maddesi, herkesin silahsız ve saldırısız şekilde önceden izin almadan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını güvence altına alır. Bu madde sadece bir metin değil, demokrasinin temelidir.
Ancak bu 301 genç öğrenci, tam da bu hakkı kullanmak istedikleri için gözaltına alındılar, tutuklandılar.
Aynı ülkede, biri yerin altında, biri yerin üstünde… Aynı sayıda insan, 301 madenci iş cinayetinde hayatını kaybederken; 301 öğrenci, anayasal haklarını kullandıkları için tutuklandılar.
Bugün meydanlara çıkan gençler, sadece kendi gelecekleri için yürümüyor. Onlar, o madende babasını kaybeden, adaleti hiçbir zaman bulamamış bir neslin mirasını da taşıyor. Belki de o 301 öğrencinin arasında, babası Soma’da ölen çocuklar da vardı. Ellerinde pankartlarla yürürken, sadece bugünü değil, geçmişin hesabını da sorarak geleceklerinin zeminini kuruyorlar.
Soma faciası sadece iş güvenliği meselesi değildi; aynı zamanda sosyal adalet, örgütlenme ve ifade özgürlüğü meselesiydi. Bugün bu öğrenciler de aynı taleplerle sokaktalar.
Çünkü, bir hakka sahip olmak başka, o hakkı kullanabilmek bambaşka bir mücadele.
Bugün susarsak, yarın o sessizlik yine bir yer altı faciasında yankılanır. Bugün görmezden gelirsek, bir sonraki çığlık belki de duyulmaz.
301… Bu sayı artık bir tesadüf değil. Bu sayı vicdan testidir.
Hadi hayırlısı…
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
22 dakika önce