6 Şubat 2023’te, Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kahramanmaraş merkezli depremler, 11 ili enkaza çevirdi, on binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca kişi evsiz kaldı. İlk günlerde büyük bir dayanışma ruhu ortaya çıktı. Devlet yetkilileri, belediyeler, iş insanları ve sivil toplum kuruluşları, depremzedelerin yanında olduklarını göstermek için sıraya girdiler. Canlı yayınlar düzenlendi, milyarlarca lira bağış vaat edildi, “kimseyi mağdur etmeyeceğiz” denildi. Peki, aradan geçen iki yılda ne değişti? Yardımlar gerçekten yerine ulaştı mı? Verilen sözler tutuldu mu? Depremzedeler bugün ne durumda?
Verilen Sözler…
Depremden kısa bir süre sonra, Türkiye genelinde “Türkiye Tek Yürek” adıyla büyük bir yardım kampanyası düzenlendi. Televizyon ekranlarında iş insanları, şirket sahipleri, kamu kurumları bağış yarışına girdi. Toplamda 115 milyar TL toplandığı duyuruldu. Ancak, bu paranın tamamının depremzedelere ulaşıp ulaşmadığı konusunda ciddi şüpheler var.
AFAD’ın açıkladığı verilere göre, toplanan bağışların sadece 26,9 milyar TL’si harcanmıştı. Yani bağışların büyük bir kısmı hâlâ hesaplarda bekliyordu. Peki, neden? Depremzedeler hâlâ konteynerlerde yaşam mücadelesi verirken, yardımlar neden ulaşmadı? Bağış yapacağını duyuran birçok kişinin ve kurumun, taahhüt ettiği ödemeleri yapmadığı ortaya çıktı. Televizyon ekranlarında alkışlar eşliğinde milyonlarca lira bağışladığını söyleyen bazı iş insanlarının ve şirketlerin bu paraları hiç ödemediği öğrenildi.
Hani Konutlar Bir Yıl İçinde Yapılacaktı?
Depremin hemen ardından devlet yetkilileri, Cumhurbaşkanı, Bakanlar ve ilgili kurumlar, depremzedelere kalıcı konutların en geç bir yıl içinde teslim edileceği vaadini verdi. Ancak, 2024 yılı itibarıyla bu sözlerin büyük bir kısmı tutulmadı.
• Adıyaman’da planlanan 50 bin konuttan yalnızca 31 bin 406’sı teslim edildi. Yani verilen sözlerin ancak %62’si yerine getirilebildi.
• Hatay’da yapılan köy tipi afet konutlarından sadece 56 tanesi hak sahiplerine verildi.
• Deprem bölgesinde yapılan toplam konut sayısı, planlananın %50’sine bile ulaşmadı.
• Bölgede hâlâ on binlerce kişi konteynerlerde yaşamaya devam ediyor.
Hükümet yetkilileri, konut teslimlerinin devam ettiğini ve sürecin hızlandığını söylese de, vatandaşlar için iki yıl oldukça uzun bir süre. Özellikle kış aylarında konteyner kentlerde yaşamanın zorlukları, bu sürecin ne kadar sancılı geçtiğini gösteriyor.
Konteyner Yaşamında İnsanlık Dışı Koşullar
Depremin ikinci yılında bile on binlerce insan konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veriyor. Özellikle Adıyaman ve Hatay gibi illerde insanlar hâlâ geçici barınma alanlarında hayata tutunmaya çalışıyor.
• Konteynerlerde ısınma, hijyen, elektrik ve su gibi temel hizmetler yetersiz.
• Sağlık hizmetlerine erişim zor.
• İşsizlik ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle insanlar geçim mücadelesi veriyor.
Birçok depremzede, barınma yardımlarının yetersiz olduğunu, hükümetin verdiği ekonomik desteklerin kendilerine ulaşmadığını belirtiyor. “Bize devlet sahip çıkmadı, unuttular” diyen binlerce insan var.
İktidar ve Muhalefetin Dünkü ve Bugünkü Sözleri
İktidar kanadı, depremin ilk günlerinde hızlı bir toparlanma sürecine girileceğini ve hiçbir vatandaşın mağdur edilmeyeceğini söyledi. Ancak, bugün baktığımızda bu sözlerin büyük bir kısmının tutulmadığını görüyoruz.
• Hükümet yetkilileri, konut inşaatlarının devam ettiğini, 2024 sonuna kadar sürecin tamamlanacağını belirtiyordu. Bugün 2025 verilen taahhütlerin yerine gelmediğini görüyoruz.
• Muhalefet ise sürecin şeffaf yönetilmediğini ve bağışların nereye harcandığının tam olarak bilinmediğini dile getiriyor. Belediyeler kendi imkanlarıyla destek sağlamaya çalışsa da, devletin koordinasyonu olmadan yeterli çözümler üretilemiyor.
Muhalefet, depremzedelerin hâlâ mağdur olduğunu sık sık gündeme getirirken, hükümet kanadı sürecin planlandığı gibi ilerlediğini iddia ediyor. Ancak sokaktaki gerçek, hükümetin anlattığı tabloyla pek uyuşmuyor.
Unutulan Felaket, Unutulmuş İnsanlar
İlk günlerde yaşanan büyük dayanışma ruhu, medya ilgisinin azalmasıyla birlikte yerini sessiz bir çaresizliğe bıraktı. Deprem bölgesindeki insanlar hâlâ mücadele ediyor, ama artık seslerini duyuracak mecra bulamıyorlar.
• Yardımların tümü ulaştı mı?
• Bağış sözü verenlerin birçoğu neden ödeme yapmadı?
• Konut projelerinin ne zaman tamamlanacak?
• On binlerce insan neden hâlâ geçici barınma alanlarında yaşıyor?
6 Şubat depreminin ikinci yılında, en büyük sorun sadece bir doğal afetin yol açtığı yıkım değil, aynı zamanda bir yönetim krizi. Depremzedelerin; bağışların, yardımların şeffaf şekilde kullanılmıyor, sözler yerine getirilmiyor ve mağduriyetler devam ediyor iddiaları, onların bu koşullarda hayata tutunmasını daha da zorlaştırıyor.
Deprem felaketinden ders çıkarmak, sadece gelecekte daha iyi binalar yapmak değil, aynı zamanda verilen sözleri yerine getirmekle mümkündür. Eğer gerçekten bir daha böyle bir trajedinin yaşanmasını istemiyorsak, sadece doğal afetlere değil, insan eliyle yaratılan ihmallere dikkat çekmeliyiz. Bugünkü tutum gelecekte olası aynı durumun yaşandığında güven ve güvensizliği belirler.
Bu felakette en büyük kaybı yaşayan insanlar, unutulmaları, yıllarca çadır ve konteynır yaşamı sürmeleri. Hala kalıcı konutlara kavuşamamaları.
Hadi hayırlısı…
ALMANYA
4 saat önceALMANYA
4 saat önceALMANYA
4 saat önceALMANYA
4 saat önceALMANYA
5 saat önceALMANYA
5 saat önceGÜNCEL
6 saat önce