Beslenme, barınma, sağlık, eğitim, demokrasi, hak, hukuk… sesleri milliyetçi, muhafazakar kalelerde yankılanıyor. Davulun sesi uzakta değil.
Ekonomik bunalım, göçmenlerin iştiraki, eğitim, sağlık, ulaşım, beslenme, barınma derdi ile dertlenen ahali “ kader” demiyor kahrediyor…
Mecliste grubu bulunan siyasi partiler hala kendi oyun alanlarında partilerinin ekseninde dönerek şah mat demek için vezirlerine siper olup piyonlarıyla kalelerini korumak için oyun kuruyorlar.
Öz kaynaklarla üretim!
Küresel sermayenin yerli iş birlikçileri bertaraf edilmeden, öz kaynaklarla üretim yapılmadan ülke kalkınması çözülür mü?
Demokratik hak ve özgürlükler olmadan eşit paylaşım olur mu?
Ülke gelirlerinin tüm coğrafyada yerinde yatırıma dönüştürülmeden iç göç önlenir mi?
Sosyal, ekonomik, siyasal bağımlılık sürerken bağımsız ülke olunur mu?
Vitamin takviyeleri yetmiyor.
Küçük esnaf, yoksul köylü, işçi , işsiz, emekli, öğrenci, gençlik…, içmek için 0,50’lik su almak için düşünüyor!
Ama üniversitelere kayıt yaptıramayanların, kayıtlarını sildirenlerin çetelesi tutulamıyor.
Doğa katliamı, çevre kirliliği, çarpık yapılaşma, vahşi madencilik, doğa ile uyumlu olmayan enerji üretimleri… gezegenin genlerini değiştirmeye devam ediyor.
Mesele: Yaşamın her alanında çözümsüzlük yaşanırken, girdabın içinde olman işçilerin emekçilerin uyanışını beklemek değil.
Asıl mesele: Sendikaların, STK’lar’ın hala geleneksel “bekle/gör” tutumumlarını sürdürüyor olmaları. İşçilerin emekçilerin refahı, ekonomik ve siyasal alanda bağımsız ülke olma, demokratik hak ve özgürlükler, eşit gelir dağılımı, parasız sağlık, parasız bilimsel özerk eğitim için emekçi halkların ortak sorunları ve taleplerinin çözümü için birlikte mücadele kanallarının açılamaması.
İşçilerin, emekçilerin kahrettikleri geçim dertlerine derman olacak reçeteye kavuşamamaları.
Sonuç olarak!
Denetim altında olan sendikalar hak gaspları ve kötüleşen ekonomik koşullara karşı var oluş nedenleri işçi ve emekçilerin örgütlenmesi grev haklarını kullanmaları!
STK’lar demokrasi kalitesini öne çıkararak, kurumsallaşmalılar, pratiklerini güçlendirmeliler.
Toplumsal hareketleri bütünleştirerek: Din, mezhep, ulus, milliyet ayrımcılığına karşı; ortak sorunların birlikte mücadeleyle çözecekleri alanlara taşınmalı.
Gençlik!
Mesel: Gençliğin çoğulcu kesimlerinde duyarsızlığı, toplumsal sorunlara eğilimlerinin olmaması, gençliğin sorunlarının çözümünde beklenilen gündemi oluşturmaması, sosyalizme yönelimde hevesinin olmaması değil. Gözlerine inen perdenin renkliliğindendir.
Gençliğin enerjisini; Moda tutkusu, mafya özentisi, çeteleşme hevesi, oyun salonlarında heyecan arayışları, yaşadığı devletten haklarını talep etmeden, ailesinin üzerinden asalakça yaşam sürmesi gençliği büyük kesimlerini kendi temel sorunlarından kopararak teslim alması.
Asıl mesele: Sosyalist düşüncenin gençliğin gündemine taşınmaması.
Hadi hayırlısı…
Ali Gültekin
Gazeteci / Yazar
ABLUKA (kitap)
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
24 dakika önce