ALMANYA SEÇİMİ VE KAYNAYAN SİYASET

ALMANYA SEÇİMİ VE KAYNAYAN SİYASET

ABONE OL
23:49 - 19/02/2025 23:49
ALMANYA SEÇİMİ VE KAYNAYAN SİYASET
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya’da siyasi dengeler hızla değişiyor. Son seçimler, özellikle sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin güçlenmesiyle dikkat çekti.Siyaseti izleyenler açısından bu durum çok da şaşkınlık yaratmıyor. Tüm Avrupa ülkelerinde basın yayın göçmem karşıtlığı üzerine haberler, proğramlar  yapıyorlar. “ Suriyelilerin, Afganların, Filistinlilerin, Türklerin bizim ülkemizde  ne işi var?”  Sorusunu soruyorlar.

Hiç kimse “bizim ülkemizin ordusunun Ortadoğu’da ne işi var?”  sorusunu sormuyor.

Ortadoğu ülkeleri ve Avrupa ülkelerinde İslam adına yaşanılan terör saldırıları adres göstererek islam karşıtlığını güçlendiriyorlar. Türkiye’de Zafer Partisi’nin Suriye karşıtlığı ve ırkçı söylemler üzerinden  sürdürdüğü benzer siyaset gündemde.   Avrupa ülkelerinde de; ırkçı, gerici, yabancı düşmanlığı üzerinden politika geliştiren partileri  güçlendiriyorlar. Bu güçlenmeyle yabancıları baskı altında tutma, sınıf örgütlülüğünün gücünü kırma,  hak ve özgürlükleri zayıflatmayı   hedefliyorlar.

 Avrupa ülkelerinde dini duygular ve göçmenler üzerinden politika sürdüren partiler güçleniyor. Savaşlara, işgallere, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına  karşı halkların kardeşliğini savunan partiler oy kaybediyorlar.

Göçmenlerin burada politikalar  SPD ve Yeşiller hükümette olmalarına rağmen toplumu kucaklayan yeni politikalar geliştirmekte zorlanıyor. Sol parti Die Linke içindeki bölünme sonucu kurulan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ise göçmen karşıtı söylemleriyle dikkat çekiyor. Öte yandan, merkez sağ CDU/CSU, AfD seçmenini kazanmak için daha sağa kayıyor. Peki, tüm bu gelişmeler ışığında Almanya’daki Türkiyeli göçmenler nasıl bir tutum almalı?

AfD’nin Yükselişi

AfD’nin giderek güçlenmesi, Almanya’daki siyasi iklimin giderek sertleştiğini gösteriyor. Başta doğu eyaletleri olmak üzere birçok bölgede, ekonomik kriz ve göçmen karşıtı söylemler AfD’nin oylarını artırıyor. Parti, İslam ve göçmen karşıtı politikalarıyla özellikle yabancı kökenlileri hedef alıyor. Ancak AfD yalnızca yabancıları değil, Almanya’daki demokratik değerleri de tehdit ediyor. AfD’nin yükselmesi, sadece göçmenler için değil, ülkedeki demokrasi açısından da bir tehlike arz ediyor.

Yeni Politikalar Geliştirememenin Bedeli

Sosyal Demokratlar (SPD) ve Yeşiller, göçmen dostu politikalarıyla bilinse de, son yıllarda ciddi bir güven kaybı yaşadı. Enflasyon, yüksek kiralar ve ekonomik sıkıntılar hükümeti zor durumda bırakırken, göçmen kökenli seçmenlerin bir kısmı da bu partilere olan desteğini sorgulamaya başladı. SPD ve Yeşiller, toplumdaki kutuplaşmayı azaltacak ve sosyal adaleti sağlayacak politikalar üretemediği sürece, sağ popülizmin güçlenmesini engelleyemez.

Die Linke’den Ayrılan BSW ve Göçmen Karşıtlığı

Sol parti Die Linke’den ayrılan Sahra Wagenknecht ve ekibi, kurdukları yeni parti BSW ile göç ve sığınmacı politikalarına sert eleştiriler getiriyor. BSW, sosyal adaleti savunuyor gibi görünse de, göç politikalarında sağ popülist söylemlerle örtüşen bir çizgiye sahip. Bu durum, sol eğilimli göçmen seçmenler açısından ciddi bir hayal kırıklığı yaratabilir. BSW, ekonomik krizden yabancıları sorumlu tutan bir söylem geliştirirse, AfD’nin güçlenmesine dolaylı olarak katkı sağlayabilir.

CDU/CSU’nun AfD’ye Göz Kırpması

Bir dönem Angela Merkel’in liderliğinde merkezde duran CDU/CSU, son yıllarda daha sağa kaymaya başladı. Parti içindeki bazı isimler, AfD seçmenini kendilerine çekmek için sert göç politikalarını destekliyor. CDU’nun bu tutumu, AfD’nin normalleşmesine yol açarak uzun vadede sağ popülizmin kalıcı hale gelmesine neden olabilir.

Türkiyeli Göçmenler Ne Yapmalı?

Almanya’daki Türkiyeli göçmenler, bu siyasi çalkantılarda nasıl bir tutum almalı?

         1.      Demokratik Değerleri Savunmalı

AfD ve benzeri aşırı sağ hareketlerin güçlenmesi, yalnızca göçmenler için değil, Almanya’daki demokrasi için de bir tehdit. Bu yüzden Türkiyeli seçmenler, yalnızca kendi kimliklerine yönelik tehditlere değil, genel olarak özgürlükleri koruyacak politikalara odaklanmalı.

         2.      Partileri Politikalarıyla Değerlendirmeli

SPD, Yeşiller, CDU veya yeni kurulan BSW gibi partiler, göçmenlerin desteğini kazanmak için net politikalar geliştirmek zorunda. Göçmenler, partilere duygusal ya da geleneksel bağlarla değil, sundukları somut politikalarla oy vermeli.

         3.      Siyasi Katılımı Artırmalı

Göçmenler, yalnızca seçim dönemlerinde değil, her zaman siyasetin içinde olmalı. Sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına ve yerel yönetimlere aktif katılım, göçmenlerin sesini duyurmasını sağlar.

         4.      Toplumsal Dayanışmayı Güçlendirmeli

Yerli halk ile göçmenler arasındaki dayanışmayı artırmak, AfD gibi partilerin bölücü söylemlerine karşı en güçlü silah olacaktır. Ekonomik krizden yalnızca göçmenler değil, tüm işçi ve emekçiler etkileniyor. Bu nedenle sınıfsal ve toplumsal dayanışma, sağ popülist dalgayı kırabilir.

Sonuç olarak!

Almanya’da siyaset hızla değişiyor ve göçmenler için yeni riskler ortaya çıkıyor. AfD’nin yükselişi, SPD ve Yeşillerin başarısız politikaları, BSW’nin göçmen karşıtı çıkışları ve CDU’ nun daha çok sağa kayışı, Türkiyeli göçmenler açısından kritik bir dönemeç anlamına geliyor. Bu süreçte önemli olan, göçmenlerin kendi geleceklerini belirleme konusunda aktif bir rol üstlenmesi. Almanya’nın çoğulcu, demokratik ve sosyal bir ülke olarak kalması için sadece oy vermek yetmez; bundan böyle siyasete aktif katılım sağlanmalıdır.

Hadi hayırlısı…

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP