Atatürk ve cumhuriyet değerlerini yaşam biçimine dönüştürenleri, Atatürk ilkelerini ile uyumlu yaşayanların değer yargılarına elbette söylenecek söz yok. Bu tutuma hoşgörü göstererek varsa düşünceni paylaşır, tartışırsın.
Sakıt tutum
Atatürk’ü ve cumhuriyeti kendi çıkarları doğrultusunda tanımlayanların toplum içinde güçlendiği süreç yaşanıyor.
Atatürkçü ilkeler adeta yağmalıyorlar. Bunlar Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Cemiyetçi değil, Atatürk etrafında kol gezen cibilliyetsizler.
Kimileri, Atatürk’ü dindar, Türkçü, Bektaşi, Alevi… Olarak tanımlıyor.
Kimileri, dinsiz, Alkolik… İlan ediyorlar.
Bununla da kalmıyorlar. Podyumlarda, sahnelerde, meydanlarda, kahvelerde; kim daha çok Atatürkçü yarışı sürdürenler var.
Televizyon kanalları, STK’lar, Partiler, Spor kulüpleri, Şirketler, Şahıslar….
Sakıtlar Atatürkçü söylemlerle her gün şam balı-kaymak yiyerek besleniyorlar.
- Esnaf olmanın ahlakından uzaktırlar, eğitim, sanat, kültür, bilimi…, dert etmezler. Vergi vermemek için şeytanla yarışırlar. Atatürk imzası veya fotoğraflı fayanslar, mermerler, çiniler, hediyelik eşyalar, giysiler…, üreterek pazarlarlar.
- Televizyon kanalları; Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığı yapanlara reyting uğruna televizyon ekranlarında yer verirler. Proğram aralarında Atatürk imzası ve fotoğrafı basılı ürünlerin reklamlarını girerek kendilerine pazar yaratanlar…
- Uyuşturucu tacirleri; Camında Atatürk fotoğrafı, akaryakıt kapağında Atatürk imzası logolarla araçlarını Atatürk’le kamufle ederek, bagajında uyuşturucu taşıyanlar…
- Atatürkçü bilgiden, cumhuriyet yönetimi bilincinden uzak Atatürk savunmasını değil, Atatürk savurganlığı yapan STK’lar
- Yaşamlarında Atatürkçü, cumhuriyetçi hiç bir değer taşımayanların, konuşmalarında Atatürkçü vurguları eksik etmeyen lafazanlık yapanlar…
- Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.” Sözünü özümsemeyen sporcular, maçlarda, şike yapan, para aklayan kulüpler…
- Kaçak bina diken binanın duvarına Atatürk resmi çizdirip, bahçesine Türk bayrağı asarak resmi kurumların yıkımına set oluşturanlar…
- Şehir, kasaba beldelerin en yüce yerlerine devasa Türk bayrakları, Atatürk posterleri asarak başarısızlıklarını gölgeleyen belediye başkanları
Türkiye Cumhuriyeti anayasasında Türk bayrağının, Atatürk fotoğraflarının nerelere, nasıl, hangi boyutta asılacağı kanunlaştırmış. Kanunlara uygun olarak asılması, korunması devletin yegane temelidir. Ülkede yaşayan vatandaşların buna saygı gösterme sorumlulukları var.
- Bir belediye başkanının Atatürkçü kimliğini: Halkçı yönetim, sosyal belediyecilik, cumhuriyetçi işleyiş, çalışanlarının sosyal, siyasal hak ve özgürlükleri tutumu belirler.
- Bir şirket çevreye, doğaya yasalara uygun işletme kurarak, standartlara uygun üretim yaparak, işçilerin sosyal siyasal haklarını vererek, vergisini ödeyerek Atatürkçü olur.
- STK’lar yönetim ve faaliyetlerinde Atatürk Ve Cumhuriyetin hiç bir değerini yaşatmazken her cümlelerini Atatürk ile kurup kapatırlar.
- Televizyonlar Atatürk kalemi, defteri, kitabı, çakmağı, bardağı, fincanı ile bangır bangır bağırarak reklamını yapıp reyting yapıyorlar. Gazeteler Atatürk posterlerini promosyon olarak dağıtarak gazete tirajlarını artırıyorlar. Bunun neresi Atatürkçülük?
Doğa sevgisi, çevre duyarlılığı, vatan sevgisi olmayanlar Atatürk’den alıntı yaparlar.
Kendi nemalanma kaynaklarının kesileceğinden korkarak Atatürk devrimleri yok oluyor” yaygarası ile halkı galyana getirirler.
Sen Atatürk’ü ilkeleriyle sevseydin, cumhuriyeti karşındakilerin iliklerine kadar işlerdin.
Eğer, ülkede Atatürk düşmanlığı yapanlar Atatürk’ü severlerden daha çok sayıya ulaşmışlarsa: Atatürk’ün devrimlerini yiye yiye bitirenlerin, cumhuriyetin değerlerini yağmalayanların, Atatürk devrimlerine yaslanıp keyif çatalların , hoyratça kullanmaların eseridir.
Çözüm:
Mesele: Atatürk’ü, cumhuriyeti niye sevmiyorsun? Bu soru çözüm değil.
Asıl mesele: Ben Atatürk’ü, cumhuriyeti nasıl seviyorum?” Sorusunu sorarak kendini sorgulama!
Hadi hayırlısı…
Ali Gültekin
Gazeteci / Yazar
ABLUKA (kitap)