10 Ağustos 1929 tarihinde o zaman Paris Büyükelçisi olan Fethi Okyar, büyük önderimiz Atatürk için Büyükdere’deki yalısında akşam ziyafeti hazırlamıştı. Atatürk’ün yalıda bulunduğunu duyan halk, onu görebilmek için oraya toplanmıştı. Atatürk yalının balkonuna çıktı ve kendisini görmek için caddeleri dolduran halkı selamladı. Sonra şöyle dedi: “Benim için zahmet ediyorsunuz, mahcup oluyorum. Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
Atatürk’ün ilke ve devrimlerini özümsemeden, Atatürk anlaşılmaz, Atatürk görülmez. Günümüzde birçok kimse, birçok siyasetçi hatta Atatürk’ün kurduğu partinin yöneticileri, milletvekilleri Atatürk’ün fikirlerinden çok uzaktır. Kimisi tarikat ve cemaatlerle bağlantılı, kimisi bölücülerle ilişkili, kimisi liberalizmin savunucusu, kimisi emperyalizmin destekçisidir. Atatürk’e ‘ayyaş’ diyenlerin, adını stadyumlardan, hava limanlarından silenlerin, açık açık hakaret edenlerin, heykellerini kıranların çok sık görüldüğü günlerden geçmekteyiz.
Türk Milletini esaretten kurtaran, kul yerine birey yapan, yeni bir devlet kuran, cumhuriyet ilan ederek gençlerin korumasına bırakan, yaptığı devrimlerle çağdaş bir ülke yaratan eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e sevgi ve saygı duymayanlar, emperyalizmin işbirlikçisi, bölücülük ve dincilikten beslenen maşalardır. Unutmamamız gereken önemli bir olgu vardır: Atatürk Türkiye’dir, Türkiye Atatürk’tür.
‘Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen İstanbul Anakent Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içindeki duruşma salonunda savunma yaptı. Ekrem İmamoğlu, 11 Nisan günü yapılan savunmasında, “ Beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım. Bu kadar net. Alnını karışlarım! Terör ve Ekrem… Onu diyen kişi aynaya baksın! Ben, bu memleketin vatan evladıyım. Bana bakan ne görür biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni görür. Türk Bayrağı’nı görür. Mustafa Kemal Atatürk’ü görür. Ben öyle biriyim. Kimse kendisiyle karıştırmasın. Terörle beni yan yana getirecekmiş…” ifadelerini kullandı.
Bir CHP’li yöneticiye, belediye başkanına, milletvekiline bakıldığında Mustafa Kemal Atatürk’ü görmek, herkesi mutlu eder. Ancak bugün CHP çatısı altında çok değişik fikirlerin olduğu görülürken, Atatürk’ün fikirlerine çok az rastlanılmaktadır, hatta yoktur bile. Parti yöneticileri sıkışınca ya da zor duruma düşünce akıllarına hep Atatürk gelmektedir.
Fethullah Gülen’in Samanyolu televizyonunda yorum yapan, sık sık demokrasiyi yok eden Adnan Menderes, toplumun ahlakını bozan, ulusal değerlerimizi özelleştiren Turgut Özal gibilerine övgülerde bulunan, bölücülere ve dincilere yeşil ışık yakan birine bakınca Mustafa Kemal Atatürk’ü görmemiz olanaksızdır.
Mustafa Kemal Atatürk, toplumsal ayrışmanın turnusol kağıdıdır. Atatürk’ü sevmek bir yana, O’nun adını, anısını, yaptıklarını silmek isterler, kurduğu devleti yıkmak isterler. Çünkü emperyalizmi dize getiren Atatürk, laik-cumhuriyet yönetimli bir toplum yaratarak dinin insanın inancı olmasını, toplumu yönetmemesini gerçekleştirmiştir. Böylece din zayıflatılmamış, tersine sömürüye alet olmaktan kurtarılmıştır. Ümmeti millet yaparak özgürleştiren ve “bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü; hayatları boyunca ya köle ya dinci ya da efendi-toprak ağası olanlar sevmez. Ama hayatları boyunca Atatürk’ü hiç görmeden seven, saygı duyan, ilke ve devrimlerine sarılan, bu ülkenin aydınlık yüzleri laik ve demokratik cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatacaklardır. Bunun böyle bilinmesi gerekir.
Suay Karaman
ALMANYA
11 saat önceGÜNCEL
11 saat önceGÜNCEL
11 saat önceGÜNCEL
11 saat önceALMANYA
24 saat önceALMANYA
1 gün önceALMANYA
1 gün önce