Hasan Arslan

Hasan Arslan

13 Nisan 2025 Pazar

    DİNDAR KUŞAK YETİŞTİRMEK KARARLIĞI SONU OLMAYAN SON ADIM

    DİNDAR KUŞAK YETİŞTİRMEK KARARLIĞI SONU OLMAYAN SON ADIM
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, cumhura başkanlarının daha önce açıkladığı dindar ve kindar bir kuşak yetiştirme konusunda buyruğu doğrultusunda sonu gelmeyecek bir adım daha attı.

    Çocuklarımız dünyayı Allah’ın 99 adıyla akıl yürütme mantığıyla öğrenecekler.

    Nasıl mı?

    Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, çocuklarımıza dünyayı ve onun içindeki canlı yaşamını Allah’ın 99 Adı’yla başlayan, Nurcu Çocuk kitabının yazarı Nurefşan Çağlaroğlu‘ nun bu kitabından esinlenerek yapılan ve adı Esma-i Hüsna olan bir gösteri dizisi hazırladı.

    Nurefşan Çağlaroğlu; Nur Cemaati‘ne yakınlığıyla tanınan şair ve yazar Taha Çağlaroğlu’nun kızıdır.

    Adı geçen yazar, adı geçen cemaatin yayın organı olan Dost FM radyo kanalında sunduğu Çocuk Kalpli Kitaplar adlı izlenceyle de tanınan birisidir.

    Bakanlık bu gösteri dizisinin amacının çocukların çevreye ve yaşadıkları dünyaya ilgilerinin artması ve bu gösterim aracılığıyla yaratıcısını tanımalarını sağlamak olduğunu açıkladı.

    Bu amaç; öğrencilere gösterilen örneklerle gerçekleştirilecek.

    MEB; bu gösteri dizisinden üç örnek sunacak çocuklarımıza.

    İlkinde, Allah’ın 99 Adı’ndan biri olan Rahman; yağmur üzerinden açıklanacak.

    1. gösteri; “Rahman olan Allah’ımıza yağmur damlaları adedince teşekkürlerimizle. Sen; yarattığın hiçbir şeyi rahmetinin dışında bırakmazsın. Rahmet ve bereketinle yıka dünyayı Allah’ım!” duasıyla başlatılıyor.

     2. gösteri; 99 addan biri olan Kuddüs (kusurdan arınmış) adı, karidesler üzerinden tanıtılacak. Karideslerin denizleri temizleyen canlılar olduğu bilimsel bir gerçektir. Onların bu özelliklerinden şöyle yararlanmayı amaçlamış bakanlık:

    „Rüzgâr süpürür. Bulutlar sünger gibi su sıkar her yere. Yağmurlarla şakır şakır yıkanır yaşadığımız her yer. Tertemiz hava, ardından çiçek kokularıyla elele tutuşur. Kuşlar Kuddüs diye ötüşür. Her yer Kuddüs olan yaratıcımızın emriyle temizlenir. Çünkü Allah temizdir. Allah temiz olanı sever. Bizi temiz kıl! Tertemiz yollar göster bize Allah’ım!”

    3. 99 addan biri olan Basir (açık ya da gizli olan her şeyi görüp duyan); baykuşlar kullanılarak öğretilecek çocuklarımıza.

    Burada baykuşların işitme ve görme yetenekleri, içgüdüleri kullanılacak.

    Baykuşların bu içgüdüsel özelliklerinden şu sözlerle yararlanılacak:

    “Basir’dir. Allah; biz baykuşların görmediklerini de görür. İyilikleri de görür, kötülükleri de… Çünkü; Basir’dir. Basir olan Allah’a gördüğümüz varlıklar sayısınca teşekkürler!…”

    MEB; bu kararının başına 9 Eylül günü başlayacak yeni öğretim yılının Çanakkale’den Gazze’ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi dersiyle başlatılması kararıyla tüy dikti.

    Çocuklarımızı çeyrek asırdır niteliksiz, Dindar ve Kindar Bir Kuşak olmaları amacına yönelik bir eğitim ve öğretimle yetiştirme kararlığında olan MEB; amacına uygun olarak bir de bu göster dizisiyle gündemde.  

    Son çeyrek yüzyılda eğitim ve öğretim, bunların ellerinde, bilinçli olarak, bilimsellikten, laiklikten, cumhuriyetimizin değerlerinden ve Kurucumuz ve Kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten yarım asır değil, asırlarca geriye, ortaçağ ilkelliğine çekilmiştir. 

    Kurtarıcı ve Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk; 22 Eylül 1924’te, Samsun’da, öğretmenlerle yaptığı konuşmada şöyle demişti:
    “Efendiler,
    Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakikî rehber ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında rehber aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.

    Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemelerini zamanında takip etmek şarttır.

    Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen dilinin çizdiği kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak demek değildir.

    Çok mesut bir duygu ile anlıyorum ki hitap ettiklerim bu gerçekleri anlamışlardır.

    Mutluluğum artıyor.

    Öğretmenlerimiz, eğitim ve öğretiminden sorumlu oldukları yeni nesli, gerçeğin ışıklarıyla donatılmış bir şekilde yetiştireceklerine söz vermişlerdir.

    Bu hepimiz için onur verici bir durumdur.”

    Onun, Bursa Nutku’ndaki şu sözleriyle sonlandırayım ve ne yapmamız gerektiğine karar vermeyi siz değerli okurlarıma bırakayım:

    “Türk Genci cumhuriyetimizin ve devrimlerimizin gerçek sahibi ve bekçisidir. Onların gerekliliğine ve doğruluğuna herkesten çok inanır.”