13 Nisan 2025 Pazar
Almanya'da Fenerbahçe efsaneleri ile eski Schalke 04 oyuncuları dostluk maçı yaptı
ÖLÜRSE TEN ÖLÜR, CANLAR ÖLESİ DEĞİL!
ÖZGÜR ÖZEL VE DİRENİŞ STRAJESİ
SİLİVRİ YOLCUSU KALMASIN
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
12 bebeği, yeni doğmuş bebecikleri hunharca katledenlere verilen ad bu.
Neden mi katletmişler o bebecikleri, ana kuzularını?
Onların katledilmeleri üzerinden para kazanmak için. Evet! Yanlış okumadınız. Bu ana kuzularını para kazanmak, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ve bu bebeciklerin anne ve babalarının paralarını almak, çalmak için…
Sağlık sistemini özelleştirdiler, özel hastanelerin açılmasına olanak sağladılar, ülkenin dört bir yanını sardı bu özel hastaneler.
Bu hastaneleri açanların tek amaçları vardı. İnsanların sağlık sorunları üzerinden para kazanmak…
Yenidoğan Çetesi‘nin işlediği çocuk cinayetleri bu özel sağlık kurumlarının para kazanmak için neleri göze aldıklarını, alabileceklerini gözler önüne serdi.
2003 yılında yürürlüğe konan Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık hizmetinde ticarileşmeyi hızlandırdı.
2002’de 271 olan özel hastanelerin sayısı, 2003’te 572’ye çıktı.
Aynı dönemde kamu hastanesi sayısı 774’ten 951’e yükseldi.
Özellikle İstanbul bu alanda özel hastanelerin merkezi konumuna geldi.
Bu hastanelerin %40’ı İstanbul’da…
60 kamu hastanesine karşın 164 özel hastane var bu kentimizde.
Hastanelerin yatak ve yoğun bakım sayısında da çarpık bir durum var.
2002’de kamunun 129 466 hastanesi varken bu sayı özel hastanelerde 13 192’ydi.
2022’de, kamu hastanelerinde yatak sayısı 207 121, özelde bu sayı 55 069.
Kamudaki yatak sayısı artış %50’yi bulamazken özellerde bu oran 20 yılda 5 kat bir artış gösterdi.
Ülkede 100 bin kişiye düşen, hastane yatağı, doktor, diş doktoru sayısı OECD sıralamalarının sonunda kaldı.
Bu sayılar kamu hastanelerinde çalışan doktorların iş yükünü arttığının da göstergesidir.
Kamu hastanelerinin ve o kurumlarda çalışanların gereksinime karşılık verememesi neden olarak gösterildi ve bu kurumlarda para kazanmak isteyen kişilerin yatırımlarından kâr elde etmek amacıyla, yineliyorum, kâr etmek amacıyla, ticarî özel hastaneler açmalarına yol açan yasal düzenlemeler yapıldı.
İşletme gibi çalıştırılan bu özel hastanelerde, bu nedenle, Yenidoğan Çetesi katliamı yaşandı ülkede.
Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bakanları her şeyi bilmelerine karşın yasal süreç işletilirken olayı kamuoyundan sakladılar.
Deyim yerindedir, kıllarını bile kıpırdatmadılar.
Görev başındaki sağlık bakanı utanmadan, sıkılmadan, hiçbir sorumluluğu, hiçbir suçu yokmuş gibi davranarak kamuoyunun gereksiz yere meşgul edilmesinden rahatsız olduğunu söyledi, gözlerimizin içine baka baka…
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, Özel Hastaneler Denetim Birimi Uzmanı Dr. Malik Türkan Esin, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı halkımıza:
‘‘Yapılan konuşmaların kayıtlarını dinlemesem, bunun bir korku filmi ya da kasıtlı olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm.’’
Kamu hastanelerinden randevu almak olanaksız bir durum aldı.
Onaylı randevu sisteminin yaşama geçirilmesi sorunu çözemedi.
Bu durumda yurttaş, ister istemez bu insan kasaplarının kurdukları özel hastanelere başvurmak zorunda bırakıldı.
Son olarak işlenen, bu vahşi bebek cinayetleri konunun gerçek yüzünü gösterdi halkımıza.
Bir türlü sosyal olamayan devlet; eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda piyasacılara teslim oldu ya da sistemi, bilerek, kasıtlı bu vahşi katillerin ellerine bıraktı.
Sosyal devlet kurulmadan ve gerektiği gibi işletilmeden eğitim ve sağlık hizmetlerindeki bu yanlış uygulamalardan dönülemez.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz;
“Bu olayın sorumlusu şu anki sağlık bakanıdır. Dönemin sağlık bakanıdır ve sağlık sistemimizi özelleştirerek ticari meta haline getiren AKP’dir.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer’se;
“Yönetemediğiniz süreci istifayla onurlandırın. Sağlık Bakanını, Adalet Bakanını, Çalışma Bakanını atayan tek adamın istifa etmesi lazım!” diyorlar.
Abesle iştigâl!…
Burası Japonya mı? Bunlar orada yaşansaydı, kim bilir kaç sorumlu harakiri yapardı…
Bebek cinayetlerinin işlendikleri özel hastanelerin ruhsatları iptal edildi.
Ruhsatı iptal edilen hastaneler içinde Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun hastanesi de yer alıyor.
Çözüm bu mudur?
Yenidoğan Çetesi’ne yönelik İl Sağlık Müdürlüğü görevlilerince yapılan denetimlerde 197 suç işledikleri saptandı.
Yenidoğan bebeklerin katilleri etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorlar. O katillerden biri olan hasta bakıcı, erkek hemşire Hasan Basri Gök; bu amaçla bir bebeği ağır narkotik ilaçlarla nasıl uyuttuğunu anlatıyor. Bir diğer hemşire Hakan Doğukan Taşçı; doktor yerine, epikriz raporu yazdığını, usulsüz ilaç satışını nasıl yaptığını itiraf ediyor.
Yazar Sema KAYGUSUZ;
„Dünyada hiçbir şey kalmamışsa, hayat çöle dönmüşse bile, iki insan arasında, yaşama dönük, ahlâkî bir ilke, muhakkak olmalıydı. Bir doktorla bebek arasında, yeni doğum yapmış bir kadınla hemşire arasında olması gereken basit, doğal bir ahlâk…Biz; toplum değiliz!
Yığınız!”
sözleriyle özetliyor içinde bulunduğumuz, içine kasıtlı, bilinçli olarak sürüklendiğimiz durumumuzu.
Fazla söze gerek yok!…