DİDER (Dünya Kenti İzmir Derneği) üzerine 19 Haziran 2024 tarihli yazıyla ilgili Başkan Ahmet Güler iddialara ait bilgilerin, belgelerin tarafıma göndereceğini söylemesine rağmen henüz tarafıma bir bilgi ve belge ulaşmadı. Dernek kurulduğundan bugüne mali durumuyla ilgili üyelere yönelik bir açıklama yapılmadı.

Önceki DİDER yazısı ve bu yazının içeriği açısından özellikle belirteyim ki, yurtdışı temsilciliklerinin bu konularla bir ilgileri, bilgileri yok. Onlarda yayınlanan yazıyla haberdar oldular. Her biri çok değerli ve tanıdığım insanlar.

Ahmet Güler, ilk DİDER yazısı için üye ve yönetime yönelik paylaşım ve açıklaması: “İzmir Büyükşehir yeni belediye yönetiminden ikbal bekleyen birtakım kişiler kulak asmayın “şeklinde olmuştu. Daha sonra ortak arkadaşlarımıza “anlattıklarım zamansız yayınladı. Bu meseleyi lütfen uzatmayalım. Zor durumda kaldım. Avrupa’da itibarım kalmadı. Bu konuyu kapatalım.” demişti. Benim açımdan konu kapanmıştı. Bundan sonrası derneğin iç işleyişine kalmıştı.

Son olarak Ahmet Güler ile birlikte dernek üyelerinin yanına gelen dernek üyelerinin de tanımadığı şahıs “önceki haber için sus payı verildi. Konu kapandı.” konuşmalarına o an orada tanık olan, bu konuda şahitlik yapacak üyeler var.

Yasal haklarımı saklı tutarak soruyorum:

1- Sus payını kime verdiniz?

2- Sus payı olarak ne verildi?

3- Sus payını hangi gerekçeyle verip susturacaktınız?

4- Hangi açığınızı kapatacaktınız?

Önceki yazıda DİDER yönetimi olarak yazıp isim verilmemişti.

 “DİDER denildiğinde insanlar Ahmet Güler’i tanır. DİDER benim. Başka kimseyi tanımazlar,” diyen Sayın Ahmet Güler için tarafıma ulaşan, iddiaları tekrar soruyorum:

1. Kuruluş kongresi gerçekleşirken, tüm kurucu üyeler var mıydı? Olmayan üyelerin yerine; hazırlanan, karar defteri ve diğer evraklara bir başkası tarafından imza atıldı mı? İmza atıldıysa kimler kimin yerine imza attı?

2. Yurtdışında ülkelerin yasallarına uygun DİDER temsilciliği kurulmadığı halde Avrupa’nın birçok şehrinde DİDER temsilciliğinin kurulduğunu hangi gerekçeyle ilan edilerek kamuoyunu ve Avrupa’da yaşayanlar yanıltıldı?

3. DİDER’in 6 ay sonra olağan kongresi yasalara uygun yapıldı mı? Tüm hazirun var mıydı? Olmayanların yerine imza atıldı mı?

4. Deprem için yurtdışından DİDER’e yapılan bağış Almanya’da bir spor kulübü veya bir STK’nın banka hesabına yatırıldı mı? Yatırıldıysa buna neden gerek duyuldu? Sonuç ne oldu?

5. Yurtdışı İş Bankasına para kimin adına yatırıldı? Yatırılan paranın akıbeti ne oldu?

6. DİDER yurtdışında hesap açtı mı? DİDER hesabına bağış yapıldı mı? DİDER yurtdışında STK kuruluşu olmadığı gerekçe gösterilerek yapılan herhangi bir bağış geri çekildi mi?

7. İzmir ve 6 Şubat 2022 depremi döneminde yurtdışında toplanan bağış miktarı nedir? Elden bağış alındı mı? Yurtdışından elden para girişi yapıldı mı? DİDER’e kendi banka hesabı dışında elden yardım yaptı mı? Toplanan bağış miktarı ve harcamaların belgeleri var mı? Bu faaliyetler üyelere ve kamuoyuna açıklandı mı?

8. Karar defterine bazı yönetim kurulu üyelerince, diğer üyelerden habersiz onların yerine sahte imza atılarak kararlar alındığı iddiaları doğru mu?

9. Karar defterinin bazı yöneticilerce alıkonulduğu doğru mu? Karar defterini alıkoyan şahıssa veya şahıslara diğer YK üyelerince noter aracılığıyla ihtar çektikleri doğru mu?

10. Bugüne kadar dernek yazışmaları, dernekler masasından gelen yazışmalar, şifre kimin adresine gidiyordu?

11. DİDER’ üzerinden kimler nerelerden maaş aldılar?

12. DİDER tanıtım etkinliklerde sponsorlardan ne kadar para aldınız? Ne kadar harcama yaptınız? Bunlar karar defterine veya mali deftere işlendi mi? Üyelere neden deklare edilmedi?

Sayın Ahmet Güler

Yurtdışında yaşayan hatırlı bir dostum aracılığıyla konferans yapıp konuştuk. Bana iddialarla ilgili belgeleri yazılı olarak verecektiniz. Belgeleriniz iddiaları çürüttüğünde tekzip yayınlayacaktık. İddialar doğruysa siz eksiklerinizi düzelteceksiniz. Bu kararı almıştık. Bırakın beni, hala üyelerinize mali durum açıklaması yapmadın.

BİRDE ÇEVRECİ YÖNÜNE BAKALIM

Ahmet Güler çevreci eylemlerin gazete manşetlerinde, televizyon ekranlarındasın.

Bu konuda da soracaklarım var. İddialar var. Şahitlerim var.

1- Gündüz çevrecilerle protesto yapıp gece protesto yaptığın şirket temsilcileriyle görüştün mü?

2- Görüştüğün şahıssa çevreci grubu senin alanından çekeceğim dedin mi?

3- Çevre ihlali yaptığı gerekçesiyle bir şirketi protesto ederek çıkarmaya çalışırken, aynı alan için bir başka çevre ihlali yapan şirketin o alana yerleşmesi için görüştüğün iddiaları doğru mu?

Yetmedi: Emlakçılık mesleğiniz var mı? Emlakçılık yapıyor musunuz? Yurtdışından bir şahıstan arazi pazarlamak için para aldın mı? Aldığın parayı 2018’den bugüne geri ödemediğin için davalık olduğun, davayı kaybettiğin doğru mu?

Doğruysa: Bu tutum bir siyasetçiye, çevreci aktiviste, dernek yönetim kurulu başkanlığı sorumluluğuna yakışık kalır mı?

Bu arada, kimine göre kavga sonucu, kimine göre kaza iddiaları gölgesinde kalsa da ayağın yaralanmış, kolun kırılmış.  Geçmiş olsun.

Hadi hayırlısı…