CUNTA

CUNTA

ABONE OL
12:10 - 07/04/2025 12:10
CUNTA
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir rejim, sadece silah ve kuvvetle değil, aynı zamanda halkın aklını, vicdanını ve ruhunu ele geçirerek ayakta kalır. Bugün Türkiye’de yaşananlar, kültürün, sanatın, sporun ve dinin iktidar tarafından nasıl kontrol altına alındığının, toplumun özgürlüğünün nasıl gasp edildiğinin belgesidir. 23 yıl boyunca, bu dört alanın her biri, iktidarın en büyük silahı haline geldi. Bu silahların etkisiyle toplum, adeta bir ideolojik baskı altına alındı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) gibi köklü bir siyasi parti, iktidarın zulmüne uğramaktan, genel başkanına fiziksel saldırı düzenletmekten çekinmedi. Muhalefeti susturmak, sadece kelimelerle değil, yumruklarla da mümkün kılındı. Siyasi şiddetin meşrulaştırılması, toplumun değerlerine yapılmış büyük bir saldırıdır. Bu, sadece bir partiye yönelen değil, tüm topluma yapılan bir tehdit olarak okunmalıdır.

İktidar, bir zamanlar milletin bağımsızlık mücadelesini vermiş kahramanları adeta yok saydı. Kurtuluş Savaşı’nın hükümeti ve Kuvâ-yi Milliye’nin kurucu idaresi, milletin kadim değerleriyle simgeleşmiş isimleri, birer hain olarak lanse edildi. Oysa, bu kahramanlar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde canlarını feda etmiş, bu toprakların özgürlüğü için canla başla savaşmışlardı. Ancak iktidar, bu kahramanları yok sayarak, onlara karşı bir tarihsel linç gerçekleştirdi. Öte yandan, İskilipli Atıf, Ali Kemal ve Kadir Mısırlıoğlu gibi kişiler ise kahraman olarak ilan edildi. Bunlar, Türk milletinin çıkarlarına aykırı tavırları ve işbirlikçi duruşlarıyla bilinen isimlerdi. Ancak iktidar, onları yücelterek, gerçek kahramanları unutturmayı başardı.

Sanat, bir toplumun vicdanıdır. Ancak günümüzde sanatçı, düşünce özgürlüğünü savunmak yerine, iktidarın doğru bildiği çizgide ilerlemek zorunda kalıyor. Sanat, artık sadece bir ifade aracı değil, bir itaat aracı haline geldi. Yaratıcı düşünceler, baskı altında tutuldu; sanatçılar ya susmaya ya da iktidarın emrine girmeye zorlandı. Oysa sanat, toplumu sorgulamak, doğruyu yanlıştan ayırmak için var olmalıdır. Sanatın susturulması, bir toplumun en derin değerlerine yapılmış bir ihanettir.

Spor, tıpkı diğer alanlar gibi, siyasetin aracı hâline getirildi. Artık tribünler sadece siyaset konuşuyor. Kulüpler, iktidara yakınlıklarına göre değerlendiriliyor; gençler spora değil, siyasal bağlantılara odaklanıyor. Spor, birleştirici değil, ayrıştırıcı bir unsura dönüştü. Toplumun ruhunu zehirleyen bu anlayış, sadece sporun ruhuna değil, tüm toplumsal yapıya zarar vermektedir.

Düşünce özgürlüğü, bu rejimin en büyük düşmanı oldu. Akademik çevreler, gazeteciler ve yazarlar, düşüncelerini özgürce ifade edemedikleri bir ortamda yaşamak zorunda kaldılar. Eleştirel sesler, ya susturuldu ya da iktidarın çıkarları doğrultusunda şekillendirildi. Bir toplumun düşünce özgürlüğü, onun özgürlüğünün teminatıdır. Bu özgürlüğün kısıtlanması, aslında halkın en temel haklarının gaspedilmesidir.

Din, iktidarın en güçlü silahlarından biri haline geldi. Vicdanın, insanların içsel özgürlüğünün en saf hali olarak kabul edilmesi gereken din, artık bir ideolojik araca dönüştü. İnanç, siyasetin çıkarları doğrultusunda kullanılır oldu. Dini liderler, birer siyasi figüre dönüştü; halk, sadece bu siyasi yapıyı desteklemek için yönlendirildi. Din, aslında insanın kendi iç dünyasında hissettiği bir şeydir; ama bu iktidar, dini de kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalıştı.

Bu rejim kültürü, sanatı, sporu ve dini birer kontrol aracına dönüştürdü. Toplumun her bir ferdi, bu baskı altında yaşamak zorunda kaldı. Bir ülkenin varlığını sürdürebilmesi için halkın özgürlüğünü kısıtlamak, tarihi, sanatı ve düşünceyi kontrol altına almak, tam anlamıyla bir cunta rejimidir. Bu cunta, sadece askeri değil, kültürel ve toplumsal bir teslimiyettir. Türkiye, bugün sadece siyasi değil, kültürel bir cunta altında yaşamaktadır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Yunus Uslu

    Okan bey cok ilginc bir tercume olmus galiba. Ne zaman yazilmis bunlar ve hangi devlet ve rejim icin. Bize CHP nin Olaganustu kurultayindan cikan karalardan haber verbilirmisniz biraz. Yeni yonetimden Ekonomik ve Sosyal programi dinleyecekmiyiz?

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP