Hayatlarımızın her anında, ölümün gölgesinde yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Ölüm makinaları her yerde. Bütün bunlar kader değil. Tatil yaptığımız otel, öğrenci yurtları, maden çıkardığımız ocak, yolculuk yaptığınız tren, sokakta yürürken bir elektrik kaçağıyla, çatıdan kafamıza düşen kiremit, aracınızla seyrederken caddenin çökmesi, oturduğun binanın kolonlarının kesilmesi, sel suları canlarımızı alıp sürüklüyor. Hastanede doğum yapan annemin çocuğu , bankadaki paranız, devletteki kimlik bilgileriniz güvende mi?
Suçlu kim?
Sorunun merkezinde, denetimsizlik, cezasızlık ve vatandaşı koruma görevini ihmal eden yönetim anlayışı yatıyor.
Yanıyoruz!
21 Ocak 2025’te Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan bir otel, gece yarısı çıkan yangınla cehenneme döndü. Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, 78 kişi hayatını kaybetti. İlk belirlemelere göre otelde yangın güvenlik standartlarının ihmal edildiği, acil çıkışların yetersiz olduğu ve personelin yangın eğitimi almadığı iddia ediliyor. Bu, denetimsizliğin ve cezasızlığın hayatlar üzerindeki ölümcül etkisini gözler önüne seren acı bir olaydır.
Yangının çıkış nedeni hala araştırılıyor olsa da, gözaltına alınan otel sahibi ve sorumlu kişiler hakkında geçmişte başka ihmal ve usulsüzlük iddiaları bulunması, denetim sistemin çürümüşlüğün bir kez daha dikkat çekiyor. Kamu kurumlarından teşvikler alınıyor, ancak denetim yapılmıyor. Bu tür facialar “önlenebilir trajediler” olmaktan çıkıp, “kaçınılmaz felaketlere” dönüşüyor.
Denetimsizlik ve cezasızlık
Bir otel neden yangın güvenlik standartlarına uygun yapılmaz? Neden acil çıkışların varlığı ve işlevselliği denetlenmez? Neden yanıcı olmayan malzemeler kullanılmaz? Neden yangın sensörleri çalışmaz? Neden personel yangınla mücadele konusunda eğitilmez?
Neden?
Neden ?
Neden?
Kamu kurumları, vatandaşların can güvenliğini sağlamak için var. Denetimsizlik, bir hata ya da ihmal sonucunda sorumluların hesap vermemesiyle birleştiğinde, bu tür olaylar kaçınılmaz hale geliyor.
Siyasi tartışmalar ve sorunun çözümü
Felaketlerin ardından, her seferinde aynı siyasi tartışmalar sahneleniyor: “Yerel yönetim mi suçlu, merkezi yönetim mi?” Bolu’daki otel yangını için de bu kısır döngü tekrarlanıyor. Ancak gerçek sorunun sistemin işleyişinde olduğu gerçeği, yine göz ardı ediliyor. Vatandaşın can güvenliği, siyasi farklılıkların ötesinde bir öncelik olmalıdır. Devletin tüm kurumları, “idarenin bütünlüğü” ilkesi çerçevesinde hareket etmeli ve sorumluluk almalıdır.
Denetim mekanizmalarının çalışması, sorumluların hesap vermesi ve cezaların caydırıcı olması, sistemin iyileştirilmesi için atılması gereken ilk adımlardır.
Ölümün gölgesinde yaşamak istemiyoruz!
Her felaketten sonra, “Hayat devam ediyor” denir. Ancak hayat, ölümün gölgesinde, güvensiz koşullar altında devam etmek zorunda değil. Bolu’daki otel yangınında hayatını kaybedenler güvenli bir tatil hayaliyle yola çıkmıştı. Ancak, güvenlik önlemlerinin alınmadığı, denetimsiz bir sistemin kurbanı oldular. Bu sadece Bolu’ya özgü bir durum değil; ülkenin dört bir yanında, benzer ihmallerin yarattığı riskler devam ediyor.
Denetimin, hesap verebilirliğin, cezaların ve kamu yararına öncelik veren bir yönetim anlayışının yerleşmesi hepimizin ortak sorumluluğudur. Siyasi farklılıkları bir kenara bırakıp, insan hayatını merkeze alan bir sistem inşa etmek mümkündür. Bolu’daki yangının bir dönüm noktası olması, benzer acıların yaşanmaması için kritik önem taşıyor.
Son Söz
Her ölüm, bir uyarıdır. Bolu Kartalkaya’da yaşanan otel yangını, sadece bir ihmal zincirinin değil, bu ihmalleri görmezden gelen ve çözümsüz bırakan bir sistemin sonucudur. Hayatı gölgeleyen bu sistemden kurtulmak, sorumluluk alan, hesap veren ve vatandaşın canını önceleyen bir düzen kurulmalı. Çünkü hiçbir hayat, böyle sonları hak etmiyor.
Hadi hayırlısı….
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
22 dakika önce