Ölüm, insanlık tarihinin en eski kavramlarından biridir. Her kültür ölüm ve sonrası hakkında farklı görüşler ortaya koymuştur.
Ölüm, dünyadaki tek gerçektir. Hilesi hurdası yoktur. Herkes için geçerlidir. Güzel bir şeydir aslında. Herkesi ölümsüzlüğe ulaştıracak olan tek gerçektir. Üzerinde düşünülmesi gerekir. Düşünen var mıdır? O kadar emin değilim.
“Gassal” adıyla ekrana gelen bir dizi var. Tabii de yayınlanıyor. Tabii, TRT (Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu) ’nin dijital platformu. Filmler ve dizler yayınlıyor o platformda. Kaliteden ödün vermeden yapıyor bunu tabii. Ben genelde bu kanalın tiryakisiyim. Gassal işte bu kanalda yayınlandı. Tabii’de. Birinci bölümünü seyrettim. Diğer bölümlerine bir türlü ulaşamadım. Abone olduğum halde ulaşamadım. Nedendir bilemedim.
Kültürümüzde “Gassalın elindeki meyyit gibi olmak” deyimi vardır. İtaatte zirve noktasını ifade etmek için kullanılan benzetmedir. Meyyit itaat eden, gassal itaat edilen kişinin yerini tutar. Meyyitin gassala itiraz edip kafa tuttuğu, dikbaşlılık yapıp isyan ettiği henüz vuku bulmamıştır. Gassal; ölü yıkayıcı, meyyit; ölü demektir. Gassal, İslam kültüründe vefat eden kişilerin dini usullere uygun şekilde yıkanmasını sağlayan kişilere verilen addır. Gassallar, ölüm ritüellerinin en önemli parçasıdır ve insanı ebedi yolculuğuna hazırlarlar.
Özellikle İslam dininde ölüm dünya hayatından bir ayrılış ve ahiret alemine geçiş olarak kabul edilir. Bu nedenle ölülerin ahirete temiz bir şekilde uğurlanmasına dikkat edilir. Bunun için meyyitler özel bir şekilde yıkanır ve bu ritüel bir vecibe olarak görülür.
Gassal’ın birinci bölümü 40 sene öncesine götürdü beni. Bugüne kadar üzerinde düşünmediğim bir konuyu düşünmeye başladım. Ölümü. Dünyada insanın başına gelecek tek gerçeği düşlenmeme sebep oldu. Bir gün ben de ölecektim. Gassal’ın önüne ben de gelecektim. Geleceğim gelmesine de bugüne kadar şahit olduğum ölümlerden ibret almışlığım olmuş mudur? Cevabım hayır.
Mesela: 40 sene önce benden iki yaş büyük olan abim öldü. Üzüldüm, hem de çok üzüldüm. Karındaşım ölmüş, üzülmez miyim? Gençtim. Abim de gençti. Kısa bir süre sonra onun ölümünü unuttum ben. Ben o ölüm denen şeyle yüzleşmeyecekmişim gibi günlük yaşamımı sürdürmeye devam ettim. Gaflet.
Sonra babam vefat etti. Onun arkasından da gözyaşı döktüm. 15 yaşımdan beri gurbette olmamdan dolayı Babamla fazla vakit geçirememiştim. Yaşayacağı kadar yaşamış 96 yaşına gelmiş, zamanlı bir ölüm dedim. Bir süre sonra onun ölümünün de üzerimde etkisi kalmadı. Ölüm benden uzaktaydı sanki. Kendime ölümü yakıştıramıyordum. Daha yapacak çok işim vardı.
Aradan zaman geçti Annem de değiştirdi dünyasını. 101 yaşına gelmiş, babam da vefat ettiğine göre onun da ölmesi normaldir dedim. Annem için babama kavuşmaktan daha güzel olabilir, dedim. Yine de yolumda yürümeye devam ettim.
Bir süre sonra da Eşim de bu dünyada yaşamaktan sıkılmış olmalı ki; mekân değiştirerek öbür alemi mesken tuttu. Ayrıldı benden. 46 yıl seninle yürüdük bu yollarda, yeter bu kadar yoldaşlık dedi. Ben onun için de el salladım yolculuğa çıkarken. Ancak bu sefer, bugüne kadar olmayan bir şey oldu. İlk defa irkildim. Ev bana dar gelmeye başladı. Yatak odasına uzun süre giremedim. Koltuğun üzerinde kıvrıldım. Yoldaşım ve sırdaşım kayıp gitmiş elimin arasından. İşte o zaman kafama dank etti. Ölüm denen tek gerçek en yakınımdakini aldığına göre, sıra bana da gelecek dedim ve inanın ölümün beni de yakalayacağını ilk defa düşünmeye başladım.
Evet Gassal dizisinin ilk bölümü o zaman çarptı beni. Hem de çok sert. Yaşasam nereye kadar yaşayacağım, para kazansam ne kadar kazanacağım, evlerim, apartmanlarım, arazilerim, yazlıklarım, birbirinden değerli arabalarım olsa ne olacak. Şahit oldum ki ne babam ne Annem ne de Eşim yanlarında bir şey götürmediler. Sadece beyaz bir kefene sardık ve toprağın altına öylece koyduk onları. Gassal dizisi, her şeyi geriye sarmama vesile oldu.
Bu vesileyle siz kıymetli okuyucularıma tavsiyelerde bulunmak istedim. İnanın bana, hayat bir oyundan ibaretmiş. Kazandığım tecrübelerden yola çıkarak, tecrübeli bir kişi olarak söylüyorum bunu. Elinize ne geçtiyse mal mülk cinsinden, sakın onun tutsağı olmayın. Siz onu tutsak edin. Sağlığınız olduğu sürece tekrar kazanabileceğiniz şeylerin önünde eğilmeyin. Yaşlanınca; eliniz ayağınız tutmaz, yediğiniz içtiğiniz şeylerden tat almazsınız, uzun yolculuğa çıkamazsınız, şekeriniz fırlar vb.
Ben ve eşim dünya malı sevdalısı olmadık. Elimize geçen paralarla mümkün olduğunca seyahat ettik.
Bir senelik birikimlerimizi o sene yapacağımız seyahat için kullandık. İyi ki öyle yapmışız. Ne kadar isabetli iş yaptığımızı şimdi daha iyi anlıyorum. Tecrübe konuşuyor burada. Lütfen kulak verin bana.
Ne yapacaksanız, gençlikte yapın. Daha gencim, biraz yaşlanınca gezer tozarım demeyin, inanın kendinizi kandırırsınız, yapamazsınız. Sonra yarına çıkacağınızın garantisi yok.
Bu dünyaya bir daha gelmeyeceksiniz. Eliniz ayağınız tutarken kazancınız sizlere hizmet etsin. Dünyanın tadını çıkarın. Bankadaki paranın, deniz kenarındaki yazlıklarınızın, apartmanlarınızın, kenara yığdığınız altınlarınızın size hiç faydası olmayacak. Belki o mallarınız sizin falan bey diye anılmanıza sebep olacaktır ama maalesef o beyliğin öbür âlemde sizlere faydası olmayacaktır. Aksine sizleri sıkıntıya sokacak soruşturmanın sebebi olacaktır.
Sevgili dostlar, inanın bana, ben gördüm, gerçekten birkaç metre kefen beziyle veriyorlar meyyiti toprağa. Tecrübeme göre; yaşam, biriktirdiğimiz maddi şeylerden çok daha fazlasıymış. Gezmek, yeni yerler görmek, farklı kültürlerle tanışmak hem zihni hem de ruhu besleyen manevi gıdalarmış. Maddiyat bir noktada geçiciymiş. Deneyimler, anılar ve insanlarla kurduğumuz bağlar kalıcıymış. Dünya gerçekten keşfedilmeye değer bir yer ve her yeni yer, farklı bir bakış açısı kazandırıyormuş insana. Gezdim gördüm ve yazıyorum…
Evet beni kendime getirdikleri için, ölümle yüzleşmeme sebep oldukları için; Gassal dizisinin senaristine, yapımcısına, yönetmenine ve işin hakkını veren oyuncularına teşekkür ediyorum.
Gassal dizisinin jeneriğinde yer alan müzik sözleri ile bitirelim…
İstedim ki sokakta asık suratlı kalmasın
Büyükler büyüdükçe gülmeyi unutmasın
Bir merhaba ile selamladım insanları
Bu karlarında gördüğüm minik karıncayı
Yaşım küçük ama içimdeki kıpırtıyı, biraz neşe katıp büyüklere, size veriyorum
Hayat gülünce çok güzel.
RÜŞTÜ KAM
GÜNCEL
6 saat önceGÜNCEL
8 saat önceGÜNCEL
9 saat önceGÜNCEL
9 saat önceGÜNCEL
9 saat önceABD
11 saat önceAFRİKA
12 saat önce