Türkiye’nin yerel yönetim işleyişi, son dönemde kayyum atamalarıyla yeniden şekilleniyor. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki Esenyurt , Beşiktaş ve Ovacık belediyelerine, Dem Parti yönetimindeki Mardin, Batman , Tunceli, Halfeti ve Akdeniz belediyelerine kayyum atanması, siyasi tartışmaların omurgasını oluşturuyor. Bu gelişmeler, olası erken seçim öncesinde muhalefeti zayıflatmaya yönelik bir strateji mi, yoksa hukuki gerekçelerle alınan zorunlu kararlar mı? Bu soruya iktidar ve muhalefet çevrelerinin yanıtları doğal olarak farklı olsada muhalefet, “seçim operasyonu” olduğunu iddia ediyor.
Hükümet kanadı, kayyum atamalarını hukuki olduğunu açıklıyor. Esenyurt ve Ovacık Belediyelerini terörle ilişkilendirirken, Beşiktaş’ta belediyecilik faaliyetlerindeki usulsüzlükler, Dem Parti’nin yönettiği Mardin, Batman,Tunceli, Halfeti ve Akdeniz belediyelerinde ise terörle iltisaklı faaliyetler gerekçe gösterilerek kayyum atanması kararlaştırıldı. Muhalefet, bu gerekçelerin siyasi olduğunu ve asıl amacın muhalefeti yerelde zayıflatmak, seçmen tabanında hayal kırıklığı yaratmak olduğunu savunuyor.
Yerel yönetimler, halkın günlük yaşamında doğrudan etkili olan hizmetlerin sunulması nedeniyle siyasi rekabetin en yoğun yaşandığı alanlardan biridir. Bu belediyelere kayyum atanması, SGK borçları için haciz uygulamaları, seçilmiş yöneticilerin yerine atanmış kişilerin getirilmesiyle seçmen iradesine zarar verildiği eleştirilerini beraberinde getiriyor.
Kayyum atamaları, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan seçmen iradesine ciddi bir müdahale olarak değerlendiriliyor. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine atanmış kişilerin getirilmesi, yerel demokrasinin işleyişine yönelik bir çok soru işaretleri doğuruyor.
CHP ve Dem Parti, bu durumu meydanlarında “zamları gölgeleme, asgari üçret ve emekli maaşlarını gündemden düşürme ve demokratik süreçlere müdahale” olarak ele alıp meydanlara çıkmayı planlıyor. Bu strateji, seçmen nezdinde bir karşılık bulursa, kayyum atamalarının beklenenin aksine iktidar aleyhine bir etki yaratmaz mı?
Esenyurt, Beşiktaş, Ovacık, Mardin, Batman, Tunceli, Halifeti ve Akdeniz belediyelerine yapılan kayyum atamaları, siyasi tartışmaların odağına yerleşmiş durumda. Bu gelişmeler, muhalefeti zayıflatmaya yönelik bir hamle olarak görülse de, seçmenlerin tepkisi bu sürecin asıl sonuçlarını belirleyecektir. Türkiye’nin demokratik geleceği açısından, kayyum atamalarının hukuk, şeffaflık ve demokrasinin temel ilkelerine uygun olarak seçmeni ikna edilebilirler mi bilemiyorum. Aksi takdirde, bu tür müdahaleler yalnızca yerel siyaseti değil, Türkiye’nin genel siyasi istikrarını ve demokrasiye olan güveni de derinden etkileyebilir.
MHP, üzerinden cumhur ittifakı ve Dem Parti’nin barış söylemleri üzerinden el tutuşmasını iktidar heder etmemeli! Barışa en yakın olduğu anda coğrafyanın üzerine gülerek doğan güneş, kara haberlerle batırılmamalı.
Hadi hayırlısı…
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
25 dakika önce