Türkiye, tarihi en keskin kırılma dönemlerinden geçiyor. Ekonomik göstergeler alarm veriyor; enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı toplumun her kesimini derinden etkiliyor. Eğitim sistemi nitelikten uzaklaşmış, sağlık hizmetleri yetersizleşmiş, hukuk ve adalet duygusu zedeleniyor. Bunların yanınısıra siyasi ve inanç temelli kamplaşmalar uyumlu yaşamı tehdit ediyor. Aynı sorunları yaşayan insanlar ortak sorunları üzerinden birleşmesi gerekirken ayrışıyorlar, ortak akıl yerini karşılıklı öfkeye bırakıyor.
MİLLİ ŞUUR NEDİR?
Milli şuur, bir milletin insani değer, özgürlükçü, paylaşımcı, hoşgörülü, vicdan, adalet ve hukukun üstünlüğü duygusu taşıyan; kültürel, ahlaki, manevi değerler ile bugünü okuma ve geleceği inşa etme bilincidir. Ortak hafıza, ortak idealler, ortak sorunlar, ortak hedefler etrafında birleşmeyi sağlayan ruhsal aynı zamanda zihinsel ve de bilimsel kuvvettir.
1. GERÇEKLERLE YÜZLEŞME CESARETİ
Milli şuuru yeniden inşa etmek için önce günümüz gerçekleriyle yüzleşmeliyiz. Yaşanılan krizleri inkar etmek, toplumu kutuplaştırmak, “biz” ve “onlar” ayrımı yapmak insani değerin özüne ihanettir. Her birey, içinde bulunduğu durumun sebeplerini sorgulamalı, kişisel sorumluluğunu üstlenmeli, sadece yönetenlere tepki göstermek değil, izleyenleri de saflarına katarak bütünleşmelidirler.
2. EĞİTİMDE DEVRİM ŞART
Milli şuurun temeli eğitimdir. Sorgulayan, düşünen, vicdan sahibi, empati yeteneği gelişmiş bireyler ancak nitelikli bir eğitimle yetişir. Ezberci, sınav odaklı, ideolojik kutuplarla beslenen bir eğitim anlayışı; geleceği değil, çatışmayı büyütür. Yeni bir milli eğitim politikası, evrensel değerlere açık ama milli kimliğe sahip bireyler yetiştirmelidir. Parasız, bilimsel özerk eğitim talebi büyütülmelidir.
Adalet duygusunun zedelendiği bir toplumda milli birlikten söz edilemez. Hukuk, herkes için eşit olmalı; adalet sadece mahkemelerde değil, toplumsal yaşamın her alanında hissedilmelidir. Haksızlık karşısında susanlar, sistemi meşrulaştırır. Bu nedenle hukukun üstünlüğü yeniden tesis edilmelidir.
Birlik beraberlik, herkesin aynı düşünmesiyle değil; farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp, hoşgörü gösterilmelidir. İnanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, düşünce çeşitliliği milli şuurun temel taşlarıdır. “Benim gibi düşünmeyen hain” anlayışı yerine “farklılıklara hoşgörü göstererek birlikte yaşamak” iradesi geliştirilmeli.
Siyasi kamplaşmalar, toplumu ayrıştırır; vatanı yüceltmez. Vatanseverlik, bir partinin veya ideolojinin tekelinde olamaz. Vatan sevgisi, haksızlığa karşı durabilmek, ortak değerleri koruyabilmek, liyakati savunmakla ölçülür. Milli şuuru yeniden inşa etmek için siyasetin ötesinde bir “ortak gelecek” hayali kurulmalıdır.
Milli şuur, çoğulcu ulus, milliyetlere, farklı dillere, kültürlerle sahip çıkılarak korunur. Batı’ya öykünerek değil, bilimi, teknolojiyi, insani değerlerini evrenselleştirerek ilerlemek gerekir. Kültürel bağımsızlık, milli şuuru diri tutar.
Türkiye halkları, tarih boyunca birçok badire atlattı. Her seferinde küllerinden doğmayı bildi. Bugün yaşanan krizler de elbet aşılacaktır. Ancak bunun yolu; ötekileştirmekten değil, anlamaktan; susturmaktan değil, dinlemekten; kabullenmekten değil, mücadelede ; dayatmaktan değil, ortak akıldan geçiyor.
Milli şuur; yalnızca bir bayrak, bir marş, bir tarih değil. Halkların birlikte sosyal, siyasal ve ekonomik alanda kendi geleceklerini inşa etme iradesidir.
Hadi hayırlısı…
ALMANYA
Az önceGÜNCEL
Az önceGÜNCEL
Az önceGÜNCEL
Az önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
13 saat önceALMANYA
13 saat önce
Ali bey buyuk merak konusu; CHP yonetiminde neden sizin gibi insanlara yer veriliyor?