Soğukların bitmediği Nisan başlarında başlayan zorunlu Anavatan Türkiye yolculuğumuz Eylül başlarında sarsıcı üç saatlik uçuştan sonra Acıvatan Almanya’ya geldik.
Gidişimiz gibi, dönüşümüzde de hüzün-sevinç karışımı duygularla bir haftayı geçirdik.
Hani derler ya; uzun yıllar dört duvar arasında mahpus kalanlar bile özgürlüğe kavuştuğunda
İçinde ister-istemez hüzün duyarmış!
Giderken, sevdiklerimizi, çocuklarımızı, her bize gelişinde aramızdaki gizli işaretle arka odadaki çekmecenin gözündeki çikolatadan küçük bir parça yedikten sonra oturma odasındaki annesine sırrımızı itiraf edip: ‘Yedim ama azıcık!’’ diye beni zor durumda bırakan dört yaşındaki Torunumuzdan ayrı kalışımız ayrılığın en zoru gibiydi.
İlk yolculuğumuz Antalya’da üzüntü-sevinç karışımı bir mutluluğun hazırlıkları yanında mutlak ayrılıkların son durağında görevimizi tamamlayarak, İstanbul’da mutluluğun tanıkları olarak yeni bir yuvanın doğuşunun sevincini yaşadık.
13 Mayıs’ta Çınarcık’ta evimize döndüğümüzde çalışmayan asansörlü, kapısı han kapısına dönmüş evimize girdiğimizde tertemiz, hatta bıraktığımızdan daha temiz odalarımızı görünce öfkemizi, üzüntümüzü, unutuverdik!
Doksanlı yıllarda evimizin, balkonumuzun yenilenmesiyle başladığımız ‘’AYAR Dekorasyon’’ tanışıklığımız, zamanla akrabadan öte yakınlaştığımız AYAR ailesi tarafından temizlenmişti.
O da yetmemiş, haftalık alış-verişimizde yapılmıştı.
AYAR’ların en büyüğü bile yaşça oğlumuzdan daha gençtiler.
Ayrıca Çınarcık’ı: ‘’Gülen yüz Çınarcık’’ konumuna getiren Atatürk ve Çınarcık sevdalısı Avni Kurt tekrar-çok önemli oy farkıyla- Belediye Başkanlığını kazanmıştı.
Ama tipik torpil ve yandaşa çıkar kapısı konumuna getirilmiş Belediyeler, kaybedildiğinde ödenmesi güç borçlarla iş yapamaz konuma getirilerek halkı cezalandıran iktidarın halktan intikam aracı olacak kullanılması bile kanıksanmıştı.
Bu kanıksanma korkudan değil, AKP-MHP-SADAT-HÜDA-PAR İktidarının etik anlayışı olduğu içindi.
Ama Avni Kurt Başkan, iktidar borçlarını ilan etmekle kalmamış, Belediye Başkanlığı maaşını bile almayacaktı.
İlk iş olarak AKP Belediyece sökülen GÜLEN YÜZ ÇINARCIK tabelası yeniden aynı yerine dikilmekle kalmadı, Kültürel etkinlikler, konserler, Milli Bayramların ismine yakışan şekilde kutlanma dönemi başlatıldı.
Ayrıca Atatürk’ün şehri YALOVA şehri Belediye Başkanlığı da her türlü engellemelere, kumpaslara rağmen 31 Mart seçimlerinde halk Belediye Başkanlığını Atatürk’ün partisi CHP’ye teslim etti!
Halkın yüzde yetmişi yoksulluktan süratle açlık sınırına gitmesine rağmen
Ne Saray, ne yandaş tüccar özellikle de Beşli Çete bu yoksullaşmadan etkilenmek şöyle dursun, lüks
içinde yaşamayı, en zengin kalkınmış ülkeleri bile kıskandıracak yaşamları yanında tek kuruş vergi bile
Ödememe ayrıcalığını kendilerine hak olarak görmekteler.
Cumhurbaşkanı ABD’ye giderken bile Uçan Saray yetmemiş gibi ABD’den satın aldığımız beş uçak ve kırk lüks araba ile ABD’ye gösteriş yapmayı İTİBAR saymakta
Emine Hanım: ‘’Şiir yazamıyoruz ama şiir gibi yaşıyoruz!’’ Diye böbürlenirken açlıkla boğuşan halka:
‘’Porsiyonları küçültün!’’ Önerisinde bulunuyor!
Son günlerde bırakın yetişkin kadınları, bebeklikten çocukluğa adım atmış kız çocuklarını bile tesettüre büründürmek istedikleri dönemde:
Harp Okulunu üstün derece ile bitirmiş üç genç kız teğmenin geleneksel törenlerde yapılan kılıç kaldırıp ‘’Atatürk’ün Askerleriyiz!’’ Sözlerine başlarda pek ses çıkarılmamışken
Bir hafta sonra –HÜDA-PAR’ın itirazından olacak-üç genç kadın teğmenler hem AKP hem de yandaş medya tarafından hedef tahtasında neredeyse ‘’Vatan Hainliği’’ ile suçlanmaktalar.
Çocukları bile çarşafa büründürülmek istenirken bu genç kız teğmenlerin Atatürk Saygısı diğer kadınlara örnek alınabilirdi derken
Diyarbakır’da Kuran Kursundan çıkan Narin’in kaybı, haftalar sonra öldürülerek konduğu çuvalın üzerine taş konularak bulunmasıyla başlanılan soruşturma bile karartılmak istenmekte!
İmam, Hizbullah hayranı, amca Muhtar ve HÜDA-PAR ilişkisi
Yargı bağımlı, Jandarma bağımlı, hükümet ortağı HÜDA-PAR Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesini istiyor!
Batı ya da AB Ülkeleri ne diyebilir?
Eleştirse; Erdoğan Edirne’ye gelip
‘’Açarım sınırları ha!’’
Derse ne olur
Batı her Erdoğan tehdidinde ezberledikleri
Üç Maymunu
Oynar!
Nerede kalmıştık?
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
18 dakika önce