ÖZGÜR ÖZEL VE DİRENİŞ STRAJESİ

ÖZGÜR ÖZEL VE DİRENİŞ STRAJESİ

ABONE OL
22:29 - 13/04/2025 22:29
ÖZGÜR ÖZEL VE DİRENİŞ STRAJESİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Otoriterleşmenin derinleştiği, hukuk devleti ilkelerinin aşındığı, temel hak ve özgürlüklerin sistematik biçimde kısıtlandığı bir dönem yaşanıyor. Bu sürecin son halkalarından biri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve hemen ardından CHP, İstanbul Barosu ve İBB’ye kayyum atanacağı yönündeki gelişmeler oldu. Bu kritik eşikte, ana muhalefet lideri Özgür Özel’in oynadığı rol, sadece CHP’nin geleceği açısından değil, Türkiye’de demokrasinin, hukukun ve özgürce yaşam inşası için belirleyici bir nitelik taşıyor.

Kriz Anında Liderlik

İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte toplumda biriken gerilim adeta patlama noktasına ulaştı. Bu noktada Özgür Özel’in sergilediği liderlik tarzı dikkat çekiciydi: Parti içi sınırların ötesine geçerek, tüm muhalefet tabanını ve sivil toplum bileşenlerini kapsayan geniş bir toplumsal direniş hattı örmeyi başardı. Halkı meydanlara çağırması, sokakta meşru demokratik tepkilerin güç kazanmasını sağladı ve muhalefeti pasif bir izleyici konumundan aktif bir özneye dönüştürdü.

Bunun ötesi CHP’nin toplumsal muhalefetle birleşerek onların söylemlerinin de alanlarda yankılandığı STK’lar, Akademik ve mesleki odalar ve siyasi partilerle ortak mücadele yönteminin geliştirilmesidir.

Kayyum Rejimine Karşı Siyasi Netlik

Özel’in en önemli başarılarından biri, iktidarın kayyum stratejisine karşı siyaseten net bir duruş sergilemesi oldu. CHP’nin, İstanbul Barosu ve İBB’ye kayyum atanmasına karşı önlem alma çabası, sadece bir siyasi refleks değil, aynı zamanda demokratik kurumlara yönelik saldırıya karşı bir savunma hattı kurma iradesi olduğunu açıkladı. Bu durum, CHP’nin toplumsal meşruiyet temelinde büyümesini ve “devletin partisi” algısından uzaklaşıp halkla bütünleşen bir yapıya evrilmesini de hızlandırdı.

Muhalefeti Birleştirme Stratejisi

Bugün Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu en temel şey, dağınık halde duran muhalefet dinamiklerinin ortak bir mücadele zemininde buluşturulmasıdır. Bu noktada Özgür Özel’in oynadığı birleştirici rol oldukça önemli. Meydanlarda sadece CHP’lilerin değil, toplumsal muhalefet; ortak sorunlarına ortak çözüm arayan partiler üstü bir çizgide  buluştu.

Ancak bu geçici bir birliktelikle sınırlı kalmamalıdır. Özgür Özel’in görevi şimdi bu birlikteliği kalıcı bir dayanışma mekanizmasına dönüştürmektir.

Bunun için:

  • Ortak Demokrasi Platformu gibi kapsayıcı yapılar kurulabilir. Bu platform sadece siyasi partilerle değil, sendikalar, meslek odaları, kadın ve gençlik hareketleriyle birlikte işler hale getirilmelidir.

  • Yerelden Genele Direniş Ağı oluşturulmalı; belediyeler ve yerel STK’lar aracılığıyla halkın katılımı sağlanmalıdır.

  • Hukuk ve Demokrasi Savunuculuğu profesyonel bir çizgide sürdürülmeli; tutuklamalara, kayyumlara, baskılara karşı anlık değil, kurumsal tepkiler üretilmelidir.

Sokağın ve Sandığın Dengesi

Toplumsal muhalefetin geleceği açısından en önemli mesele, sokakla sandık arasındaki dengeyi doğru kurabilmektir. Özgür Özel, bugüne kadar sokağı yeniden bir direniş alanı haline getirmede önemli adımlar attı. Bundan sonra bu enerjiyi seçim sürecine kanalize etmek gerekiyor. Sokağın enerjisi sandığa yansımazsa, kalıcı bir dönüşüm sağlamak mümkün olmayacaktır.

Sonuç olarak!

Türkiye, ya demokratik kazanımlardan tümüyle vazgeçilecek ya da yeni bir toplumsal direniş hattı, hukuk devleti ve özgürlükler temelinde inşa edilecek. Bu ikilemde, toplumsal mücadele sadece CHP’nin değil, tüm demokratik kamuoyunun yönünü belirleyecek. Sokağı sahiplenen, muhalefeti birleştiren ve demokratik siyasetin meşruiyetini koruyan bir çizgi, sadece bugünün değil, yarının Türkiye’sini de kurma potansiyeline sahiptir.

Hadi hayırlısı…

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP