TÜRBAN VE ÇARŞAFLA BAŞLATILAN DEVRİMLER İHANETİ (1) 

TÜRBAN VE ÇARŞAFLA BAŞLATILAN DEVRİMLER İHANETİ (1) 

ABONE OL
18:34 - 24/08/2024 18:34
TÜRBAN VE ÇARŞAFLA BAŞLATILAN DEVRİMLER İHANETİ (1) 
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

12 Eylül Darbesiyle, laikliğe, Kemalizm’e ve demokrasiye darbeler, darbeciler tarafından ve Atatürk adına yapılmaya başlandı. 

Evren in elebaşılığındaki darbeciler laiklik karşıtı “takunyalı biraderlerin” ortancası zengin dostu, fakir düşmanı Nakşibendi tarikatına mensup, Demirel’in müsteşarı Turgut Özal’ı başbakan yardımcısı yaptılar. 

Evren gittiği her yerde Kuran’dan ayetler okuyor, yaptıklarının İslamlığa uygun olduğunu savunuyordu. 

16 Ekim 1981 de Atatürk’ün partisi CHP kapatılmıştı. 

Çağdaş ve laik cumhuriyetin temel ögelerinden biri olan “ÖĞRETİM BİRLIĞİ YASASI” (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) ortadan kaldırılarak ilk ve ortaokullarda din dersini zorunlu hale getirildi. 

Yine Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve bilimsel çalışması için özerk çalışmasını sağladığı Türk Dil Kurumu, yine Atatürkçülük adına sözde Atatürkçü Evren takımı tarafından Atatürk’ün vasiyeti de çiğnenerek kaldırıldı!  (11 Ağustos 1983) 

12 Eylül rejimi Üniversitelerden, okullardan, emniyetten bütün devlet kadrolarından ilerici, laik, demokrat kişileri ayıklanarak, yerlerine gericiler yerleştirildi. 

1983 Seçimleri danışıklı-döğüş seklinde yapıldı ve Nakşibendi Özal dönemi başladı 

Bu dönem irticanın boyutlarının Türkiye cumhuriyeti tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştı. 

Cumhuriyet ve laiklik düşmanı tarikatlar bu dönemde en saygın ve yetkin duruma getirildi. 

Bilim yuvası olması gereken Üniversitelerin yönetimlerine sözde “Türk-İslam Sentezcileri” getirilerek buralar birer örümcek yuvası haline getiriliyordu. 

Üniversitelerde, yüksekokullarda mescitler açılıyor, dönemin Devlet Bakanı Kazım Oksay “Her Üniversiteye birer ibadet yeri açacaklarını” müjdeliyordu. 

Din ile bilimi susturmak için üniversitelerde, bir bölüm öğrenciler, amfilerde, sıraların üzerlerinde, koridorlarda namazlar kılıyor, kendileri gibi olmayanlara gözdağı veriyorlardı. 

Şeriatçılar Türkiye’de birden bire bir “TÜRBAN” modası çıkarıp, okullara, işyerlerine, sınavlara türbanla katılıyorlardı. 

Bu arada yolunu şaşırmış eski solcular, sözde komünistler irtica eylemlerini destekliyor, giyinme özgürlüğünden dem vuruyorlardı. 

Bu sözde solcular Türkiye cumhuriyetine olan hınçlarını, aslında başını örtme-örtmeme gibi masum bir özgürlük arayışı olarak gösterilmeye çalışan, aslında Laik Cumhuriyeti yıkmak amacındaki şeriatçıları destekleyerek gizlemeye çalışıyorlardı. 

Türban irticanın bir simgesi olduğu bilincinde olan her kesimden laiklikten yana olanların tepkisine rağmen, bazı öğretim üyeleri türbanlı öğrencileri derslerine almaya başladılar. 

Buna karşı “İslamcı Kurtuluş Örgütü” adını veren yobazlar “Müslüman Türkiye” sloganları atıyor, parfümeri mağazalarına saldırarak “Bacılarımız örtünmeyecekse, metreslerinizde süslenmeyecek” diye pankartlar açtılar. 

Anayasa mahkemesinin türbanı işyerlerinde ve okullarda yasaklanmasının ardından ANAP iktidarı “Kadınların sosyal statüsünü düzenleyen” kanun hükmünde kararnameyi, mecliste oyladı. 

ANAP, Refah ve Demirel’in DYP’sinin oylarıyla kabul edildi. 

Özal döneminde İmam Hatip okullarında okuyan öğrencilerin sayısı % 50 yi artmış, iki yüz binlerden dört yüz binlere ulaşmıştı. 

Her önüne gelen bir kuran kursu açıyor, körpecik, yoksul halk çocuklan “İslami terör” için militan olarak yetiştiriliyordu. 

Kurtuluş Savaşının siyasi olgusu, Laik Cumhuriyetin ve Kurtuluş Savaşının Başkumandanı Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, devrim yasalarını hiçe sayarak:  

Tesettüre bürünmüş çarşaflı kadınlara ATATÜRK rozeti takma yarışına giriyordu! 

(devamı haftaya) 

YILDIZ AKALIN 

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP