ABD, Eğitimi bile şaibeli Erdoğan’ı, daha İBB Başkanı olmadan önce Türkiye’de Büyükelçi ve Konsolos olarak atanmış, ABD’nin CİA Başkanlarınca hazırlamaları boşa gitmeyecekti.

RTE-Abdullah Gül-Bülent Arınç öncülüğünde Erbakan’ın yasaklı olması fırsat bilinerek Fazilet Partisini ele geçiremeyince Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kuruldu.

AKP iktidarı, özellikle Recep Tayyip Erdoğan sıradan bir parti, sıradan bir siyasetçi değildir.

Muhalefet partiler olsun, siyasetçiler olsun yirmi yıllık AKP iktidarını ve Erdoğan’ı yanlış tanıdılar…

Hatta Erdoğan’ın eğitim düzeyini bildikleri için, başlarda onu küçümsediler.

Türkiye’nin kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal bile Erdoğan’ı kolay lokma sayarak, -hırsları yüzünden- kendi geleceğini hatta canını bile kaybedeceği bir yola koyuldu. (*1)

1923’ten beri önce Emperyalizmin lideri İngiltere, 1945’ten sonra, ABD’nin, Laik Türkiye Cumhuriyeti yerine Uydurulmuş İslamcı İhvan devletine dönüştürmek için iç isyanlar dahil her yolu denedi.

 Türkiye Cumhuriyeti’ni DP-DYP-ANAP iktidarlarının yanında, 12 Mart Muhtırası hatta12 Eylül 1980 de ABD’nin oğlanları Kenan Evren darbecilerinin başaramadığını Recep Tayyip Erdoğan’ın başaracağına inanması rastlantı değildir.

Baykal, ABD askerlerinin Türkiye’de konuşlanmasına karşı çıkması; CHP oylarının bu kararı reddedecek sayıda olmadığını bildiği için CHP seçmenini kandırmak içindi.

Ama, AKP içindeki 100yurtsever Milletvekilinin HAYIR oyu vermesiyle yasa önerisi reddedildi! (**2)

ABD, sadece Erdoğan’a ve AKP’ye güvenerek iktidara gelmesini sağlamadı.

Oy çokluğu ile hükümet kuracak AKP’nin devleti yönetecek kadrosunun eksikliğini ABD’de güven altına aldığı Fetullah Gülen ile tamamlayacaktı.

Zaten, başta Asya’daki eski Türki Devletleri olmak üzere160 Ülkede hatta ABD’de bile 140 okulda kurulan Fetullah Gülen Okullarının öğretim üyeleri ve yöneticileri CİA ve FBI ajanlarından oluşturulmuştu.

Ülke genelinde TSK-MEDYA-YARGI-ve BÜROKRAT kadrosu ile Laik Cumhuriyet tasfiye edilecekti.

Kısa sürede Laik Cumhuriyet yanlısı TSK-MEDYA-YARGI-BÜROKRASİ kumpaslarla saf dışı edildi!

Adil seçim yapma görevindeki Yüksek Seçim Kurulu da tamamen iktidarın emrine girince yerine göre iktidarın sopası polis şiddeti, yerine göre yandaş yargı, baskısıyla epey yol aldılar.

Gülen, sonunda:’’Muhalafeti, TSK’yı, Devleti yöneten ben, ganimeti toplayan Erdoğan!’’ Diyerek iktidarı ele geçirmek isterken AKP-özellikle-Erdoğan’ın yolsuzluklarını kayıt altına almaya başladı.

Erdoğan ve ailesinin telaşla Türkiye’deki akıl almaz maddi varlıklarını telefonla oğul Bilal ile sıfırlama konuşması yanında, bakan çocuklarının Para Sayma Makinalarındaki, gizli kasalardaki paralarını, bir banka müdürünün evinde ayakkabı kutularında milyonlarca Doları, görüntülü olarak kamuoyuna duyurulması ile AKP sarsıldı.

Kontrollü Darbe girişiminde CHP yönetiminin de yanlışı ile AKP ve Erdoğan mağdur olma bahanesini iyi kullanarak konumunu güçlendirdi.

Son seçimlerde Meral Akşener gibi sicili belli, en son güvenilecek birinin ihaneti yanında İmanı bütün Erdoğan’ın haberdar olmaması olanaksız bir Kılıçdaroğlu-PKK montaj videosu ve YSK’nın tamamen iktidar yanlısı tutumu ile Erdoğan kıl-payı kazandı.

CHP Parti yönetimi demokrasiyi uygulayan bir parti olarak kaybedilen seçimlerde istifa ederek, yeni bir yönetime yerlerini teslim edeceğine 13 kez kaybeden olduğunu yadsıyarak yönetimde kalmada direnmesi ile parti demokratik yöntemlerle yapılan kurultayla yeni yönetimi oylarıyla belirledi.

Bunun karşılığını 31 Mart Yerel Seçimlerde Türkiye genelinde büyük başarı göstererek kanıtladı.

Halkın, emeklinin, çiftçinin hatta orta sınıfın bile yoksulluktan açlık sınırına gelmesi yanında

İktidarın özellikle Sarayın halktan kopuk sevk ve sefadan, şatafattan vazgeçmemesi halkı isyan noktasına getirdi.

Erdoğan halktan kopmuş, kapalı salonlarda taşınmış taraftarlara kendini alkışlatması halkı daha da tepkili konuma getirmişti.

Sokakta tanık olduğum bir tartışmada bir AKP yandaşının:

‘’Yarın seçim öncesi bu açız diye ağlayanların önüne Erdoğan bir kemik attığında her şeyi unutur gider, oyunu ona verir! Deme ahlaksızlığa kanımı dondurdu.

Şimdi Bahçeli ile Abdullah Öcalan sayesinde DEM Partisini Anayasa değişikliği ile Erdoğan’ı ömür boyu Başkan yapmayı planlarken kazandığı belediye başkanlığından alınan Ahmet Türk:

‘’Biz kardeştik. Son yüzyılda ilişkimiz bozuldu!’’ Derken, Sevr’i savunarak Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kinini ve nefretini itiraf ediyordu.

Ahmet Türk aslında, bir aşiret ailesi iken, Maraba Kürtlerle eşit yurttaş olmasının kinini kusuyordu.

Erdoğan’ın -mahsustan- İsrail karşıtlığı yaparken ABD’de Siyonist Yahudi kuruluşundan aldığı ‘’Yahudiliğe en iyi hizmet ödülünün Yahudi olmayana verilmez!’’ Kuralını örtmek içindir.

Bu gerçeği örtmek için İslam’ı nefret dini olarak dün Afganistan’da bugün Suriye’de ki Taliban işgaline:

Talibanla inanç bakımından ters bir yanımız yok! Demeciyle sahip çıkması gerçek kimliğini saklarken yeri geldiğinde ABD’ye yeri geldiğinde Rusya’ya şirin görünme çabasıdır! (***3)

Erdoğan, kimi zaman Putin, kimi zaman Donald Trump’un tehditlerine, hakaretlerine sessiz kalırken muhalefetin haklı eleştirisine hakaret ve tehditler sıralaması Erdoğan klasiğidir.

Tüm bu olumsuzluklara, hukuksuzluklara, ayrımcılıklara karşı tüm yurtseverler: yasal çizgide kalarak, Anayasal haklarımız için, Özgür bir Türkiye için: İktidara hoş görünmek için sadece CHP’ye saldıran ikiyüzlü sözde muhalif yazarlara, TV’lere rağmen:

YA HEP BERABER-YA HİÇBİRİMİZ! DİYEREK BİRLİK VE BERABERLİĞE

VAR MISINIZ?

YILDIZ AKALIN

(*1) Beyaz Saray’da Erdoğan’ın TBMM’de muhtar bile olamayacak cezasının kaldırılması karşılığı Baykal’a Ahmet Necdet Sezer’den sonra Cumhurbaşkanı olma desteği sözü verildi!

(**2) Erdoğan, İlk seçimde hayır oyu veren AKP içindeki bu 100 yurtsever milletvekilini aday

Göstermeyerek cezalandırdı!

(***3) Türkiye Cumhuriyeti eşithaklara sahip yurttaşların vatanıdır! Türkiye’de kökeni ne olursa olsun eşittir. Ulus Devletin kuruluşunda, kalkınmasında bütün yurttaşların katkısı vardır!